İhtiyarlık da Bir Nimettir

Ali Rıza Demircan 2022-06-08

İhtiyarlık da Bir Nimettir

İhtiyarlık Yüce Rabbimizin kendilerine uzun ömürler takdir ettiği insanlar için ilâhî bir kânundur. Kaanılamaz yaratılış yasası olan ihtiyarlık, hiç şüphesiz ilâhî kaderin bir ürünüdür. Zira Rabbimiz ihtiyarlık dönemine eristirilmeyi kendi kudreti ve bilgisine baglamaktadır.(l)

Ömrün kısa dönük son bahan olan ihtiyarlık değişimin de zuhur alanıdır. Rabbimiz bu gerçeği Yasin sûresinde şöylece açıklamaktadır:

" Kime uzun ömür verirsek onun yaratılışını da bas aşağı ederiz. Bunu da mı düşünemiyorlar?" (2)

Bu değişiklik hic şüphesiz güçten zaafa, hareketten sükûnete, bilgiden hafıza kaybına... kadar bir seyir izlemektedir. Ancak bütün bu değişim de Yüce Mevtamızın koyduğu fıtrî yasalar atanda cereyan etmektedir. Rûm sûresinin 54. âyetinde söyle buyrulmaktadır:

" Sizi zayıf bir halde yaratan, zayıflığınızdan sonra size güç veren ve gücünüzü gösterdiğiniz bir dönemden sonra yaşlılığınızın getirdiği zayıflığa sizi dûçâr eden Allah'tır. O, dilediğini var eder. O, her şeyi bilendir ve sınırsız güç sahibidir."

Sevgili Peygamberimiz, ihtiyarlık gerçeğinin ve de tezahürlerinin bilimsel ve teknolojik atılımlarla engellenemeyeceği ve değiştirilemeyeceği hakikatini, hastalıklarımızdan ötürü tedavi olmamız gereğini açıklayan sözlerinde "ihtiyarlık dışında" her hastalığın bir şifasının yaratıldığını açıklayarak bildirmis-lerdir.(3)

ihtiyarlık bir hayat kânunu olduğuna göre, bugünün ihtiyarlarıyla yarınların ihtiyarlan olacak gençlerle ve de kullanılacak kişisel ve sosyal imkânlarla ihtiyarlığın bereketli bir dönem olmasını sağlamaya çalışmalıyız.

A- ömrün ne kadar süreceği bilinemez bu son döneminin verimliliği için birinci derecede'sorumlu ve yükümlü "olantar hiç şüphesiz ihtiyarlardır.

a- ölüm gelinceye kadar güç ölçüsünde bütün ilâhî emirler ve yasaklar uygulanacağına göre ihtiyarlar, ihtiyarlığı da nimet bilmeli, hayatî faaliyetlerini sürdürmeye çalışmalıdırlar. Zira ihtiyarlık bedenî kuvvetle yapılacaklara engel ise de akıl, bilgi ve tecrübe gücüyle yapılabilecekler için uygun vasattır. Çünkü aklı basa getiren, bilgiyi tecrübeyle pekiştiren ve zaman kaybına uğratmadan verimliliği sağlayabilecek olan da yastır.

b- İhtiyarlık, haramlara da kanalize edilebilen bedensel zevklerden yoksun bırakabilecek bir dönemdir, ama sınırsız gibi olan ruhî neşelerin yaşanabileceği pek verimli bir devredir. İnsanlan hayvanlara faik kılan iradî kulluklar, kalbî zevkler, sanatsal güzellikler, ilmî ve fikrî gelişmeler değil midir?

c- İhtiyarlığın ölüme yakın olması da ayrıcalıktı bir nimettir. Gerçi yaşlılık İslâmî îman yoksunu insanlar için korkular salan, ümitler söndüren, karanlıklara ağlan bir idam arifesise de müminler için dünya hayatının problemlerinden, elemlerinden kurtuluşa ve âhiret hayatının nimetleri ve güzelliklerine yaklaştıran hayat merhalesidir. Kaldı ki ihtiyarlık tövbeler edilebilecek ve acizlik nedeniyle Rabbimizin rahmetini daha çok çekecek ve de Mevlâmızı duâlanmızı boş çevirmekten haya ettirecek verimli dönemdir.(4)

Bu sebeplerle ihtiyarlar, hayatı sevmelidirler. Ancak îmanî yoksunluktan nedeniyle dünyaya tapar olan insanlar gibi mal ve makam ihtiraslarına düşmemelidirler. Allah'ın ve Peygamberinin yasaklan kapsamına girmeyen konularda insanlarla fiilî ve fikrî çatışmaya girmemelidirler. Maddî otorite peşinde koşmamalı, bilgileri ve tecrübeleri ile yardıma olmaya çalışmalıdırlar.

Başta çocukları ve torunları olmak üzere çevrelerindeki insanlara yapamayacaktan veya kabullenemeyecekleri teklifleri sunmamalı, kendilerini dışlamaya yönlendirici değil, saygıya sevkedici davranışlar sergilemelidirler. Saygı gösterenlere ve yardıma olanlara teşekkürleri ve duâlarını sürdürmelidirler. Güçleri ölçüsünde kendi kendilerine yetmeye çalışmalı, ibâdetlere ise azami gayret göstermelidirler. Sağlıklarına da pek çok önem vermelidirler.

İhtiyarlığın Kuran diliyle Erzelil-umr denilen ve aklen -bedenen tam bir çocuklaşma dönemi olan hale düşmekten korunmaya çalışmalıdırlar. Bunun için sağlıkla ilgili alınabilecek tüm önlemleri almalı, mevcûd hallerine sabretmeli ve Peygamberimizin öğrettiği duâ ile de Allah'a sığınmalıdırlar:

"Allah'ım! Acizlikten, ömrün en düşkün ve çaresiz çağı olan erzelil-ömre döndürülmekten sana sığınırım." (5)

B- Allah'ın kanunu olan ihtiyarlığın ömrün bereketli bir dönemi olabilmesi için yarınların ihtiyarları olan bugünün gençlerine de görevler düşmektedir. İnsan fıtratının onayladığı bu görevleri İslâm, Kur'ânî ve Peygamberi emirler ve öğütlerle ibâdetleştirmekte, dünya hayatı için güvence, âhiret hayatı için de Cennet vesilesi kılmaktadır. Simdi bu vazifeleri özetleyelim:

aa- Kur'ân-ı Kerîm, inanç ayırımı yapmaksızın bütün insanlara adalet ve merhamet gösterilmesini emretmektedir. (6) Peygamberimiz, bizzat savaşa katılmayan ihtiyarların öldürülmesini yasaklamaktadır. (7) "Sizler toplumunuzdaki zayıflar sebebiyle yardım ediliyor ve rızıklandırılıyorsunuz" buyurarak da nazarları bedensel özürlüler ve onların konumunda olan ihtiyarlara çekmektedir. (8)

Böylece müminler, bütün insanlara karsı görevlendirilmekte, fakat zayıflıktan sebebiyle de öncelik ihtiyarlara verilmektedir.

Bu nedenle ihtiyarlara adalet ve merhamet gösterilmeli, bütün ihtiyarların yararlanacağı sosyal hizmetler üretilmedir.

Ancak Allah'ı birleyen ve kulluk çizgisini sürdüren Mümin ihtiyarlara daha bir ilgi ve saygı duyulmalıdır. Çünkü Peygamberimiz bir hadîslerinde "Küçüklerimize anmayan, büyüklerimizin büyüklük şerefini tanımayan/onlara saygı göstermeyen bizim yolumuzda değildir" (9) buyurarak takib edilecek bu özel ahlâkî çizgiyi belirlerken bir diğer hadîslerinde de mümin ihtiyarlara şöylece ayrıcalık tanımaktadır:

"Saçı sakalı ağarmış Müslüman ihtiyarlara saygı ve yardım... Allah'ı yüceltme olan davranışlardandır." (1O)

bb- İslâm, ihtiyarlara öncelik tanımaktadır. Ancak bu önceliğin gençlerle ihtiyarların karmaşık olarak bulunduğu yerlerde daha bir gözetilmesini de istemektedir.

Şanlı Peygamberimiz, bir cinayet davası ile ilgili olarak huzuruna çıkan üç kişilik gruptan en küçüğünün söze başlaması üzerine, "sözün büyüğe bırakılması" uyarısında bulunmuştur.(ll)

- Salât ve Selâm üzerine olsun- O, karmaşık topluluklarda ikrama da daima yaslılardan başlamıştır. (12)

Çok özel bir durum yoksa, toplumu temsilde ve ikram edilmede ihtiyarlara öncelik tanıyan İslâm, bilgi ve ihtisas düzeyleri eşitler arasında görev yapabilir yaslıların tercih olunmasını da öğütlemiştir. Örneğin Peygamberimizin buyruğuyla onların imamete geçirilmesi tavsiye buyrulmuştur.(13)

cc- Yarınların yaşlıları olacak gençler tarafından ihtiyarlara gösterilecek saygı, yapılacak ikram ve sergilenecek fedakârlık onların hayatına kolaylık ve moral sağlarken topluma güven ve gençlere de itibarlı bir gelecek hazırlayacaktır. Zira Peygamberimiz, "Emzirilen çocuklar ve otlayan hayvanlar yanı sıra beli bükülmüş ihtiyarların da toplumu belâlar ve azablardan koruyacağını..." bildirmekte,(14) müjde içeren bir hadislerinde de söyle buyurmaktadır:

"Yasından ötürü ihtiyarlara saygı gösterip yardım eden gence, Allah da saygı sunup el vuracak kişiler yönlendirir." (15)

dd- İslâm'ın, Allah'a ortak koşma çağrıları dışında kayıtsız şartsız saygıya ve yardıma çağırdığı analar -babalar ise özel ihtiyarlar sınıfını oluşturmaktadır. Onlar öylesine mukaddes ihtiyarlardır ki, evladın davranışlarına göre onlar Cennete gitme veya Cehenneme yuvarlanma sebebidir. (16)

Özetlersek deriz ki müminler için Allah'a ve nimetlerine kavuşma olan ölümle randevulaşma mevsimi olan ihtiyarlık, ilâhî bir kânundur. Tövbelerle gü-nahların eritileceği, saflaşan yüreklerle güzel amellerin artırılacağı ve de zaaflarla orantılı olarak da ilâhî rahmetin sağanaklaşacağı bereketli bir dönemdir. İhtiyarlar yaşlılığın güçlüklerine, gençler de onlara saygı ve yardıma sabır göstermelidirler.

 

Anahtar Kelimeler :

Paylaş


Yorum Sayısı : 0